30 Haziran 2012 Cumartesi

ORTAÇAĞ!

Selam panpalar, nabersiniz falan filan, bir serdar ortaç şarkısı daha dinleyerek aklımdakilerin de uçmasını sağladım neyse zülfü baba şarkısı şimdi toparlar beni. He ne diyoduk ee sizler daha daha nasılsınız moduna geçmeden konuya geçmek gibi bir niyetim var ama geçemiyorumki, beni tutan birşeyler bildiklerimi unutturacak, elimi bağlıyacak, beynimi sansürleyecek birşeyler oluyor. Anlayamıyorum anlam veriyorum sesimi çıkartamıyorum, bizim savaşımız kalemle derken zönk bir tokat daha yiyorum, aklıma ortaokuldaki tarih öğretmenim geliyor, ortaçağda görüşlerini söyleyen bilim adamları, yazarlar, şairler, eleştirmenler öldürüldü, asıldı, yakıldı, taşlandı, çok iyiydi o zamanlar nasıl olsa ortaçağ geçmişti artık böyle olaylar yaşanmayacaktı diye düşüncelere de dalardım. Biz ortaçağı geçeli yüzyıllar oldu ama,  zihniyeti geride bırakamadık bir türlü, kanunların olmadığı zamanda kral, padişah, feodal bey, asardı, kanunlar var şimdi işi kılavuzuna uygun yapılır halde görmek aslında tarih tekerrür edermiş sözüne selam çaktırıyor bana. Neyse tam olarak açmadım konuyu ama farkındaysanız korktum. Bu aralar en çok baktığım resim sizde bakın. Mutlu, huzurlu, Rantsız günler diliyorum iyi akşamlar.

26 Haziran 2012 Salı

PSİKOLOJİK!

Selam gençler size sıcak nedeniyle balkondan yazıyorum, aşağıdaki insanları izliyorum deminden beri neyin kafasında lan bunlar gece gece, sigaranın dumanın kendine yar sananda var gecenin karanlığını gündüze çevirende, umutsuz hallerin içerisinde savrulurken belkide gece karanlığı umutları, belkide karanlıkta özgür hissediyorlar kendilerini, kimse ne der diye düşünmeden saklanmadan içiyorlar sigaralarını.

Geceleri boş sokaklar gündüze göre, yorgunluğunu atar üzerinden ertesi bir güne hazırlar kendini, ağır yük vardır omuzlarında. Yamuk yapamaz, birgün ben bıktım diye bırakamaz hergün hersaat görevdedir. Bazen tutarsız insanlar vesilesiyle su borusu patlar, doğalgaz borusu falan filan derken yorarlar onu,
kazarlar da kazarlar işte o zaman  biraz dinlenir gibi olur. Birde süsleri vardır bunların, kaldırımlar!
kaldırımlar, sokakların süsüdür, renkli taşları, kenarlarındaki çiçekleri, ama saolsun taşeronlar hersene yeniden yaptığı için 6 ay zaten kaldırımdan değil araba yolundan yürümek zorunda bırakılıyoruz.
Neyse işte bu sokaklar nabız tutar, kavgaları, aşkları, tutkuları, ihanetleri, yalanları, fakirleri, zenginleri, hainleri, daha bir çok şeyi tutar içinde sır vermez söylemez görür ama görmemezlikten gelir. Sokaklar iyidir insan hayatında sosyalleşmenin temeli sokakta saklambaç oynamakla, yakalamaç oynamakla başlar, sokaklar önemlidir. Unutmayın herkez bir gün yine sokaklara dönücek şekerden şatolar elbet ericek... İyi geceler

19 Haziran 2012 Salı

ŞEHİT!!

Aslında sabahtan başladı beyin uyuşmam, kahvaltı başında haberlerden öğrendim, ben sadece elimdeki lokmayı bıraktım vücudum uyuştu, boğazımda düğümlenen 9 boğum noktanın içerisinde bir yerlerde kendini saklayan birşey ağrısını hissettiriyordu, sanki dahasıda olacak der gibi. İnsanın konuşabilmesi için sözcükler, kelimeler 9 boğum noktasından geçer, bu sefer geçmedi konuşamadım; kulağında bir çınlama hissedersin, aynı anda kendini hissedemezsinya o durumdaydım. Aslında ilk defa olmuyordu bu önceki şehit haberlerinde de oluyordu, olmaya da devam edicek ben alışmıcam lan bu haberlere 40 saniye haberlerde izleyip sonra unutmucam, ilk günkü gibi üzülücem kahrolucam yine hissedemicem ve o alıştık artık diyenlerede sürekli küfredicem amınıza koyim sizin.
20 yaşına kadar büyüt hergece yanında ol her derdinde onu dinle gözünün nuru evinin direği olsun asker ocağına gönder tabutuyla geri gelsin, hakettiği saygı ise sadece biraz medya reytingi, cenazesinden 30 saniyelik görüntü sonra! ya sonra! unutuldunuz, sizde sıradanlaştınız artık anlamında geçiyor zamanl. Halbuki şehitlerin yüzde 99u memleketine gidip ailesine bakıcaktı, tarım ve hayvancılık yapacaktı, nişanlıydı evlenecekti, evini kurup asgari ücretle belki kasabada çalışıp yada köyünde tarla yapacaktı çok ciddiyim 7000 evladımız şehit olmasaydı bir o kadarda sivil vatandaşımız, belkide sözde tarım ülkesi olacak ülkemiz özde tarım ülkesi olacaktı. LANET OLSUN GÖZ YUMAN DESTEK VEREN DUYARSIZLAŞAN HERKEZE LANET OLSUN !!!

14 Haziran 2012 Perşembe

EN BÜ-YÜK ASKER!

Selam askerler! napıyosunuz, uzun zamandır görüşemiyoruz, malum kışın balkanlardan gelen soğuk hava dalgası yazın afrika çöl sıcakları derken şiştik burda. Tamam ithalatı fazla yapıyoruz hep yabancı sermaye ama kardeşim bari mevsimler bizim olsun ya kışı balkanlardan, yazı afrikadan alıyoruz, neyse konuyu dağıtmayayım başlık havada kalıcak yoksa! muhtemelen herkez asker anıları dinlemiş, resimleri görmüştür, içlerinizden bazılarıda askerliğini yapmış olabilir. Sadece takıldığım bir konu var neden hep komutan anıyı anlatan askeri çok sever ama bir çakar asker dünyayı ters görür, yada albayın kızı neden hep anlatan askere aşık olur, albayın kızı motormu lan sanki, yada şöyle, birgün nöbette uyuyodum alt devremin vurdum kafasına uyumayacaksın dedim, neyse komutan geldi bizim salakta uyumuş kaldırdı ikimizi, 213543 km koşturdu tam teçhizatlı, sonra süründürdü, sonra izmaritleri toplattı, sonrada çok sevdiğini söyledi !! ne lan bu, komutan herkeze sevdiğini söylüyor saçmalığa bak. Canı sılılıyo abi adamların 15 ay sıkıntıdan ne yapcaklarını şaşırıyorlar, helikopter görmemiş silah tutmamış, bir atıyor sanki vietnamda ramboyla beraber silah tutmuş, askerde kantindeki bisküvileri yemekten sıçamamış gelmiş bize yılandan kurbağadan olayı abartanlar var dağda timsah gördüm falan... E haliyle bu adamlar askerliği bitirmek için hergün bütçeden yiyorlar. Helal olsun ama fazlalık olan askerleri elesekte hem daha eğitimli hemde daha ekonomik askerlere sahip olsak, bütçeden kestiğimiz parayıda eğitime harcasak galiba daha olumlu birşeyler yapmış oluruz, yanlış anlaşılmasın bu sözlerim doğuda, tehlikeli yerlerde görev yapanlara değil, sözüm, ankarada, istanbulda rütbeli gelicek diye nöbet tutturulan askerlere, sözüm taksimde büyümüş adamı gümüşsuyunda askerlik yaptıranlara, ne farkı varki evinden aldın 1 mahalle arkasındaki askeriyeye akşama kadar nöbet tut boş vakitlerinde diye verdin part tıme askerlik yani annesi camdan el sallıyor o kadar neyse hadi baş başş kafam çok kızgın, diğer anlamında kızgın sıcaklık derecesinden dolayı:)

9 Haziran 2012 Cumartesi

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ!

Selam dostlar, yine güzel bir cumartesi baharı doyasıya yaşayan kuşlar ağaçlar yapraklar ve böcekler kadar özgür değiliz betondan binalara tıkılıp zinciri tamamlamak zorundayız. İşte bugünlerde bıkarsın kendinden bir kedi kadar hızlı, kuş kadar özgür, böcek kadar gizemli ve küçük, yaprak kadar umarsız olmak gelir içinden nereye savrulacağı belli olmayan, evrende özkütlesi olan cisim olarak düşünmek istiyorsun. Bende öyle istiyorum çünkü elektrik kabloları bile yazın gevşiyor yerlere değiyor ben nie gevşeyemiyorum benim suçummu ilkokulda böyle öğrettiler yazın maddeler gevşer kışın sıkılaşır, bende maddeyim benim evrende ne özelliğim varki her kütlesi olan belirli bir yer kaplayan maddelerle aynıyım, kışın sıkılaşırım yazın buharlaşırım kime ne ki? Bende ben kartal olmalıyım yazın izlemeliyim evreni maddeleri, maddeciyim lan ben sıkıldım artık hümanist olmaktan off, sıradaki parça tüm madde severlere gelsin SEA YOU İNFİNİTY


5 Haziran 2012 Salı

KİL-YOSUN

Selam dostlar, aöf sınavından itibaren kafalar biraz yanık olduğu için düşünmeye vakit olmadı, napalım bizi sınavlarla uyutmaya çalıştıkları, etraftaki olan biteni görmemiz için malum büyük baskı hissediyoruz milettçe. Neyse yaz gelmeye çalışıyor kimilerine göre gelen yaz değil tanımlanamayan bişey, ben yaz gelmiş gibi davranıyorum öyle umut ediyorum. Malesef en çok uğrak yerlerimizden olan kilyosda yine binlerce kişi aynı anda denize giricez, haftasonu gelsin diye dua edicez, evden kap kacak, ekmek arası ne bulduysak çantamıza alıcaz ve başlıcaz zorlu,bunaltıcı kilyos yoluna, sıcak, kalabalık trafik derken, cehenneme gitmeden cehennem havasını alırız. plaj kapısında kişi başı ücret öderiz hafta boyunca onun parasını biriktirmişizdir, çantalarımız didik didik aranır o anda yiyeceklerimizi bulunmaması için dua ederiz 45 saniye 45 saat gibi gelir, bulurlarsa aç kalıcaz akşama kadar malum, beyfendiler içeriye yiyecekle almıyorlar içerdeki ağa babaların restoranları boşmu kalsın. Kapıdan geçeriz içimizi bir ferahlık huzur sarar o an gitdiğimiz yer kilyos değil maldiv adaları gelir bize kendimizi çok özel yerde zannederiz ve meraklı gözlerle uygun yer seçmeye başlarız, boş yer ararız kendimize göre ama her 1 mtreye 2 havlu düşüyo neyse iyi kötü buluruz. Soyunuruz deniz bize bakar biz denize e tabi tanışmak gerek kira ödemekten doğalgaz ödemekten eğitim harcı ödemekten denizle tanışmaya vakit kalmıyor, ayak parmaklarımız sokarız tanışmaya çalışırız, genellikle soğukmuşsun deriz ve yukarıdan inecek olan bir cesaretle denize atlamak için beklemeye başlarız. O cesaret gelir çünkü zaman aleyhimize, atlarız denize, içerimizde mutluluğun tarifini kimse tasvirleyemez, o an kalkarız yüzümüzü ovuçlarız o da ne! kafamızda vücudumuzun üzerinde yosunlar, hemen onlardan kurtulmaya çalışırız bir bakarız denizin üstü yosun tabakası bu tabakayı delenler yüzebiliyor. O kadar da para verdik die kendimizce hayıflandıktan sonra biraz derinlerde yosun olmadığını görür ve baskalarından gördüğümüz hareketlerle yüzmeye çalışırız kilyosun azgın sularında, biraz daha derine gider, gider dalgaların bizi yutmasına izin veririz çünkü ne onlara nede hayata karşı koyacak güç kalmamıştır artık. Çakma cankurtaranlar suya atlar ama onlar plajdaki kızlara hava basmak peşinde çıkarırlar cansız bedenini sahile, hayatın o sahilde kalır, para verip girdiğin oturmaya yer bulamadığın yosunlar yüzünden derinlere gidip boğulduğun, ve hersene sadece bir kere girebildiğin o sahilde, biz her yerde söylenen reel kişi başına düşen milli gelire gerçekten sahip olmadıkça, her sene yüzlerce insanımızı parayla boğup o sahilde bırakırız, ve üstüne haftasonu tatilcileri diye alay konusu oluruz..!!!

2 Haziran 2012 Cumartesi

SIN'AV

Güzel haftasonunun sınavlar nedeni ile berbat geçmesinden dolayı emeği geçenleri kutluyorum o soruları yazanların ellerinden öpüyorum, fazla konusmayalım şunu dinleyelimde neşemiz yerine gelsin. Hep sınavlardan geçmek zorundamıyız diye ferdi tayfurun filmlerinde sahilde yalvarması gibi yalvarıyorum oooouuuuuuffff oouuff oufff:S