8 Mayıs 2013 Çarşamba

ÖZ-ELLEŞTİRME

Bir ülkeyi savaşla ele geçiremiyorsanız, kültürüyle ekonomisiyle ele geçirin politikası,
yıllarca batı tarafından uygulanan politikadır üzerimizde. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti kurduğu
zaman şu sözleri sarfetmiştir; batının ve doğunun sentezi olan fakat onlara benzemeyen, içeriye bağımlı dışarıya bağımsız ekonomik politikalar uygulayacağız. Nitekim vefatına kadar sanayiyi yüceltmek için teşvik pirimleri ödenmiş, tarımı yüceltmek için avrupadan ziraat mühendisleri ve tarım aletleri
getirtmiştir. Küllerinden doğan cumhuriyet üretimi kendi pazarını doyuramazken
ihracata bile başlamıştır kısa sürede.

Atatürk'ün vefatından sonra sırasıyla inönü ile başlayan avrupaya ekonomik kapitülasyonlar vermek
işleyen ve kar eden devlet kuruluşlarını özelleştirmek, ekonomimizin bu kadar kırılgan yapıya
ulaşmasını sağlamıştır. Batılının da istediği buydu ekonomiyle halkı fakirleştirip iktidar seçtirmektir.

Atatürk'ten sonra tüm başbakan ve cumhurbaşkanları, babasının malları gibi devleti özelleştirip,
ülke içinde yabancı sermayeyi serbest bırakıp, yerli sermayeyi ise boğarak bitiren antlaşmalara imza atmışlar.

Yerinde özelleştirmeye tabikide karşı değiliz fakat, her kar eden kuruluşu zararına satıp devletin kasasına komik rakamlar sokmak sokak bakkalının bile itiraz edeceği bir durumdur. Ayrıca batılıların sahip olduğu fabrikalarda kendi istedikleri ürünler ve standartlar belirlenmektedir,
bu sebeple kültürümüze de yavaş yavaş zincir vurmaktadırlar ne demek istediğimi azıcık düşünün.

Şimdi size özelleştirilen birkaç kuruluşdan bahsedeyim o zaman siyasilerin nasıl sattıklarını
daha kolay anlayacaksınız.

  • 1997'de 12 termik santrelin işletme haklarını 20 yıllığa ve 1.6 milyar dolar karşılında verildi. Santralin sadece yıllık karı 750 milyon dolardı. Santral sadece 2 senede satıldığı parayı amorti ediyordu zaten.
  • POAŞ 3 mart 2000 günü 1 milyar 260 milyona satıldı. Borsa değeri sadece 4 milyar 521 milyon dolardı. Kasasında ise379 milyon dolar ile alıcıya verildi yani satın alınan paranın dörtte üçünü poaş kendi kasasından ödedi.
  • KÜMAŞ 1994-1995 yılları arasında 45,6 milyon dolar kar etti.  108 milyon dolara satıldı. Satış öncesi değer tesbitinde 82,1 milyon dolar değerinde maden rezervi bulunuyordu yani yine bedavaya gitti.
  • ORÜS 1996da 19,2 milyon dolara satıldı. Danışma firmalar orüsün sadece arsalarına 87,5 milyon dolar değer biçmişti. Gerisini diz düşünün artık.
Devletin kar etmiyo diye sattığı kurumların kar verilerinide paylaşayımda ağzınız biraz daha kapanmasın.

1997 yılında TEDAŞ 148 TRİLYON, TMO 17,5 TRİLYON, TEAŞ 11,6 TRİLYON, TEKEL 15,2 TRİLYON.
Devlete en çok kurumlar vergisi veren kuruluşlarda yine devletin kuruluşları vardır.
1998 yılında TÜRK TELEKOM 111,5 TRİLYON, PETROL OFİSİ 15,7 TRİLYON, TKİ 12,8 TRİLYON, DHMİ 8,4 TRİLYON TÜRKİYE ŞEKER FABRİKASI 6,3 TRİLYON.

Varın gerisini siz düşünün özelleştirmekmi hainlik yoksa 59. Hükümüet başbakanının söylediği gibi özelleştirmemekmi hainlik. ???

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder