Başlıktan da anlayacağınız gibi o kadar mutluyumki yeni yıla girdiğim için, sokakta çılgınlar gibi dans edip bağırasım geliyor. Hatta ve hatta bütün simitçilere, otobüs şoförlerine sarılasım var otobüsten atılma pahasınada olsa. Tabikide bu söylediklerim ironiyle karışıkda olsa avrupa sinemasından bir kesitte olabilir. Fakat sokakta bunları yapacak kadar heyecanlı insanlar görmüyorda değilim. İnsanların bütün çabalarına saygım var fakat bir ay boyunca hazırlan hazırlan 10 saniye geriye say son bulsun revamı lan bu diye hayıflanmıyor değil insan.
Neyse gelelim asıl konumuza, ülkemizde var olan dinler arası hoşgörü ve çeşitlilikten dolayı, spontone gelişen kutlamalara her zaman saygım sonsuz, fakat yılbaşı kutlamaları öyle bir hal almaya başladıki kendi geleneksel bayramlarımızı bu şekilde coşkulu kutlamayı unuttuk. Sanki ramazan bayramları, kurban bayramları, milli egemenlik bayramları avrupanın, yılbaşı bizim özümüz gibi oluşan durum tabikide üreticileri, işletmecileri sevindiriyor sadece. Bilinçsiz tüketimin zirve yaptığı dönemde kredi kartları kurtarıcı görevi görmekle birlikte bataklıkta olabiliyor.
Devrik liderlerini devirmiş, sözde demokrasi getirildiğini iddia edilen islam ülkelerinde de yeni yılın coşkuyla kutlandığı ayrı bir enteresan durum tabiki. Emperyalist düşüncelerin yarattığı noel baba hikayesiyle kitleyi bilinçsizleştirme ve yönlendirme operasyonu başarıyla gerçekleştiğini görememek mümkün değil. Bizim için anlamı olan günlerin anlamsızlaştırılması ve bilinç altına işlenen modellerin beynimizi esir alması, geleneklerimizle kültürümüzle ve duygularımızla yaşadığımız bu coğrafyada kalıcı olmamamız için yapılan planlardan sadece birkaçıdır.
Gelelim sokaktaki insanın tavrına, 31 aralık saat 8 de mecidiyeköy metro istasyonuyla taksime giden insanların yüz ifadelerinden ve hareketlerinden anladım, dokunsan patlayacak eğlenmeye değilde dağıtmaya gidecek havası işlemişti jestlerine. Yolda yürüyen bayanları o saatte esir almışlardı bakışlarıyla, kimbilir taksimde gece neler yaptılar. Vardırya bizlere özgü bir söz eğlenmeyi bile bilmiyoruz, çünkü bizdeki eğlence kültürü başkasına sataşmak ve kaşlar çatık bir şekilde etrafı kollamak yanımdakine bakan varmı diye. Eğlenmeye gidiyorsun, geceyi kendine zehir ediyorsun buda bize özgü olan başka bir gelenek tabi.
Neyse sözlerime ülkemizde gerçek sanatçı statüsünde sayacağımız güzel insan Barış Mançoyu anarak bitiriyorum. Allah senin ve senin gibi düşünenleri bizden eksik etmesin.
AMİN
YanıtlaSilMerhabalar,
YanıtlaSilGüzelim ülkemizin insanları da diğer ülkelerin insanları gibi en iyi ve en güzel bir şekilde eğlenmeye ve kutlamalara katılmaya elbette hakkı vardır. Ancak, ne zaman?.. Ne zaman adam gibi eğlenmesini ve birşey kutlamasını öğrendiği zaman!..
İzmir'de teras katında serseri bir yılbaşı kurşunuyla hayatını kaybeden Arif olayı, işte bizim eğlenme ve kutlanma gibi sosyal faaliyetlerimizin neresinde olduğumunuzun bir şahididir.
2013 yılının size ve sevdiklerinize sağlık, huzur ve mutluluklar getirmesini diliyorum.
Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.
o zaman bu sene,senin de yılın olsun Mahalle Dayısı.Dileklerin hayırlısıyla gerçeklşemesini dilerim:-))
YanıtlaSilTeşekkürler Şanselize Bulvarı hepimiz için:)
YanıtlaSilTüm dünyaya pek güzel yutturulup, yan etkileri de gerçek etkisini kat be kat arttıran 'Globalleşme' hapı sayesinde hatt-ı değil sath-ı kaplayıp istenen parayı elde etmeye yarayacak en önemli kutlama 'Happy New Year'dır. İslamiyet'in, tevazu ve ağırbaşlılık içeren bayramları değildir.Bu bayramlar, düşüncesi bile korkunç; asla ama asla tüketimi teşvik etmez.Hatta, Kurban Bayramı, boğa güreşlerini unutturacak kadar hayvan haklarına aykırıdır.Oysa boğa güreşleri öyle mi, hediyelik eşya sektörü ve binlerce turist akını sağlaması nedeni ile ve bir kaç boğanın telef olmasına-ki ihmal edilebilir- yol açan, saygın bir gelenektir.
YanıtlaSilAh bir de İslam toplumuna Şükran Günü kutlamaları ithal edilebilse...
Milli Egemenlik Bayramı mı, o globalleşmeye taban tabana zıttır.Kat'iyyen sözünü etmeyiniz, fikir bile kötü.
Milli egemenlik bayramlarımızıda kaybettiğimiz zaman elimizde fazlada birşey kalmayacak. Bu gidişatla onlarıda sele vereceğiz gibi duruyor fakat vatanseverler sayesinde hala şansımız var.
YanıtlaSil