12 Aralık 2012 Çarşamba

BİR MEDYA ANALİZİ

           Merhabalar, uzun zamandan beri aklımın bir köşesinde sessizce olgunlaşan konuyla ilgili analizlerimi paylaşacağım. Yaptığım analizler tamamen hayal ürünü olmakla birlikte, rüyada olabilir, ütopyada olabilir, ben yazarım siz görürsünüz görmek isterseniz.
          Medya bir savaşı başlatabilir, savaşı sonladıradabilir. Bu güce sahip olmak iktidarların, devlet adamlarının ve iş adamlarının hayallerini süslemektedir. Hitler sadece kendi söylevlerinin bulunduğu radyoyu baskıcı bir yönetimle, her evin her mahallenin içine ajanlar koyarak dinletiyordu. Dinlemeyenler ise führerin nefretinden nasibini alıyordu. Halk zorla dinlediği konuşmaları zamanla sindirmeye ve benimsemeye başladı. Günümüzde teknolojik olarak bu mümkün olmasa da ajan mantığı sürüp gitmektedir. Baskıcı yönetim iç ve dış politikada halkının desteğini almadan uzun vadeli adım atamayacağını bildiği için, medya unsurlarını baskıyla kendi safına almayı başarmıştır. Sosyal medyada anlık olayların geliştiği ortamlarda ise, kanaat önderleri sayesinde tutunurluk yakalamaya çalışılmaktadır. Örnekle pekiştireyim zihinlerde; esad ve karşıtları çarpışırken bu haber dünyaya bomba etkisi yaratmıştır, yerli basın haberi esad ve esad karşıtı militanlar olarak duyurmuştur. Kitle, militan kelimesine kendi topraklarındaki olaylardan tanıdık olduğu için, iktidarın paylaştığı politikayı reddediyordu. Ne olduysa bir süre sonra medya guruplarında haberler esad ve özgür suriye ordusu olarak verilmeye başlandı, esad ordusunun cami bombaladığı, sivilleri vurduğu ve din düşmanı olduğu haberleri yavaş yavaş kana enjekte edilen penicilin gibi ağrıtmaya başladı. Tartışma programları, sosyal medyadaki kanaat önderleri ısıyı yavaş yavaş vermeye başladı. Esaddan kaçan masum insanlar son noktaydı, mazlumların yanında olan geleneklerimiz esadın tavrına müsade etmeyecekti. Velhasıl kelam iktidar istediğini başarmış purosunu içerken kitle ses çıkarmaya başlamıştı bile.
         Medya suriye savaşını Türkiye ye çekmeyi başarmış özgür basının işlevi sadece sözcüklerde anlamını korumaktadır. İletişim kanalları aracılığıyla verilen kodlar geri dönüşümü sağlanmış, güç işlevini koruyarak ve daha da sivrilerek yoluna devam etmektedir. ÖSO'nun bulunduğu kamplardan atılan bombalar Ceylanpınar ilçesine düşüp 5 tane sivil vatandaşımızı şehit etmiştir, buda yapbozun bir parçasıdır.

                                                          SAYGILARIMLA

8 yorum:

  1. Eksiklerle dolu bir çözümleme olmuş!

    YanıtlaSil
  2. Hızlı bir yazı oldu bir daha ki sefere artık.

    YanıtlaSil
  3. Bir kadın, bir de medya...yapamayacakları şey yok.. dünyadaki tüm dengeleri alt üst edebilecek güce ve yeteneğe sahipler..!!

    YanıtlaSil
  4. tarihte medya iktidarın baskısından kurtulamıyordu.el altından duyurulmaya çalışılıyordu.Devlet medyayı kısıtlıyordu.Oysa şimdi medya, iktidarı yönetiyor kanımca.Muhalefet eden medya bastılıyor,yancı medya alınan haberleri buna göre duyuruyor.Dengeler değişti..Bana kalırsa medya,kutuplaştırmanın önderliğini başta götürüyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Medya iktidarın emniyet sübabı, vakalarda durum tersine sonuçlanırsa kabak medyanın başına patlar. Olumlu sonuçlanırsa iktidar oy toplar, denklem bu ve bunun gibi binlerce donelerden ibaret yürütülmektedir..

      Sil
  5. Oda Tv yayınından alıntı, yazınız için anlatılmış gibi:) http://www.odatv.com/n.php?n=napolyon-iki-tek-ayran-icmis-ve-erdogana-demis-ki-1205131200

    ''Napolyon Bonapart tekrar dünyaya gelmiş, Başkan Obama Bonapart'ı yemeğe davet etmiş. Viskiler içilmiş, Napolyon duygulanmış ve demiş ki 'Sayın Başkan Obama sizin elinizdeki şu muazzam silah gücü benim elimde olsaydı Waterloo'da yenilmezdim'. Zaman gelmiş Napolyon Kremlin'e davet edilmiş. Putin'le başbaşa yemek yiyorlar. Votkalar içilmiş, Napolyon demiş ki 'Sayın Putin sizin elinizdeki gibi bir gizli servis benim elimde olsaydı ben Waterloo Savaşı'nı kesinlikle kaybetmezdim'. Gel zaman git zaman Napolyon Ankara'ya davet edilmiş. Başbakan Erdoğan'la başbaşa yemek yiyorlar, Napolyon iki tek ayran atmış, hizlenmiş duygulanmış ve demiş ki 'Mösyö Erdoğan sizin elinizdeki gibi bir basın zamanında benim elimde olsaydı Waterloo Savaşı'nı kaybettiğimi kimse duymazdı''.

    YanıtlaSil
  6. Uzun zamandan beri, üzerinde düşündüğüm ve takip ettiğim bir olaydı medya. İktidarın attığı adımlarda ve adımlardan önceki medyanın tavırları gözle görülür bir şekilde değişiyor. Suriye savaşını başlatan medya şuanlık refahını koruyor yalamaya devam ettiği sürece.

    YanıtlaSil